Kitapta anlatılan her olayın birilerinin yaşadığını bilerek okumak beni çok etkiledi. Zorlu hayat mücadelesinde ayakta kalmaya çalışan kişiler ile yapılan röportajları okurken sanki ben de o anda onların yanındaydım.
Bu kitaptaki gerçek karakterler toplumun görmek istemediği ve dışladığı kişiler. Ancak bu dışlanma onların varlığını engelleyemiyor. Yolda yürürken, markete giderken veya toplu taşıma kullanırken bu kişilere rastlamanız mümkün. Sarsıcı hikayeleri okurken yaşananlar film şeridi gibi akıp gidecek ve sizde derin bir iz bıracak. Çünkü toplumun kanayan yaralarına şahit olan bu insanlar için umut sadece bir kelime.
Meltem Yılmaz'ın usta bir gazeteci de olması kişilere sorduğu sorularda da kendisini gösteriyor. Bir sorunun cevabı bile boğazda düğüm oluşmasına neden olurken bunların yaşandığını bilmek belki de en zoru.
Kitabı okurken aile kavramının önemi bir kere daha karşıma çıktı. Sokağa düşen veya evinden kaçmak zorunda olan kişilerin aile yaşantısı incelendiğinde kırılma ve enkazı göreceksiniz.
"Bir çocuğun her şeyi anne babasıdır bana göre, doktoru da, öğretmeni de... Aile, çocuğuna arada bir, sıkıntın var mı, bir şeye ihtiyacın var mı diye sormalı."
Çocuk yaşta uyuşturucu bağımlısı olan çocuklar, evsiz kalanlar, Trans bireyler, yoksul aileler, ünlü kişilerin yaşamı ve daha nicesinin barındığı 13 gerçek hayat ve röportaj...
Kısa ama derin anlamlar yüklü bir eser. Hayatın güzelliklerine sahip olamayanların hikayesi. Her birisinin hikayesi sizi etkileyecek. Özellikle bu hikayeleri onların vermiş olduğu cevaplar ile öğrenmek belki de sözlerin bittiği anın habercisi.
Yaşam hikayelerinde dikkatimi çeken bir diğer unsur ise toplum yapısı oldu. Hiç kimsenin yaşamak dahi istemeyeceği bu hayatlar için toplumun düşüncesini de kişilerin vermiş olduğu yanıtlarda göreceksiniz.
Sizi etkileyecek derin bir eser. Gerçek yaşam hikayeleri okumak isterseniz bu kitaba bakabilirsiniz.