Anne Morrow Lindbergh Denizden Gelen Hediye
21:59:00Hayatın zorlu ve tempolu yolcuğundan yorulan yazarın küçük bir adada kendini dinlemesini okuyacaksınız bu kitapta. Deneme türünde yazılmış eseri okurken kendi hayat yolculuğunuzu da düşüneceksiniz.
Adada bulduğu deniz kabuklarından yola çıkarak hayatın anlamını içsel olarak yeniden tartıyor. Bunu deniz kabuklarını hayatın bir evresini simgeleyerek okuyucuya sunuyor. Deniz kabuklarının şekilleri, kabukların özellikleri ve ona çağırıştırdığı anlamlar ile hayatın içsel derinliğini yeniden keşfediyor.
"Aslında istediğim -azizlerin dilinden ödünç bir tabirle- mümkün olduğunca çok "lütuf içinde" yaşamak. Fakat bunu dini anlamda söylemiyorum. Lütufla kastım, özünde ruhani olup dış ahenge de dönüşebilen bir iç ahenk. Belki de Sokrates'in Phaidros'ta, "Dışımdakiyle içimdeki bir olsun," derken dilediği şeyin peşindeyim. Yaratılışıma uygun bir yaşantıyla, kendimden verebileceğim, içsel, ruhani bir lütuf."
Peki bir kişi lütuf içerisinde nasıl yaşabilir? İşte yazar, kendi deneyim ve gözlem gücünü birleştirerek bu eseri kaleme almış. Yazarın anlaşılır bi dil kullanması sayesinde kitabın içerisindeki ana fikri kolaylıkla fark edeceksiniz.
Aile, arkadaşlık, aşk ve insan ilişkisinde olması gereken ana hattın inceliklerini kendi deneyimleri ile sunuyor. Ben okurken büyük bir keyif aldım. Özellikle satır aralarındaki gizlenmiş derin incelikleri bulabilmeniz için kitabı bir anda değil, düşünerek okumanızı isterim.
"İnsanın başkalarına, ancak kendi özüne bağlandığı zaman bağlanabileceğini anlamaya başladım. Ve de ben o özü, içimdeki o pınarı en iyi yalnız kalarak bulabilirim yeniden."
Bireyin kendini dinlemesi, özgürlük terimi ve hayatın karmaşasından arınmayı deniz kabukları ile simgeleştirerek anlatması da hoşuma gitti. Özellikle bir bireyin hayatın çıkmaz sokağına takıldığında kendisine yeni bir yol yapabileceğini gözlem ve deneyimleri ile aktararak okuyucuya seslenmesi de güzeldi. Kadın ve erkek olarak yapılan görevler, roller ve geleneklerin insan yaşamına etkisini de anlaşılır şekilde açıklamış. Kitabı okurken o dönem ve şimdiki zamanı karşılaştırmak ve mutlu bir şekilde yaşamak için ihtiyacımız olan şeylerin benzerliği de dikkat çekiciydi.
Eğer bu türde kitaplar okumaktan hoşlanıyorsanız kitabı inceleyebilirsiniz.
"İnsanı kayboluşa ve yabancılaşmaya iten şey, zihnin çoraklığı ve yüreğinin ıssızlığıdır."
0 yorum