Ramazan Ok Serva
18:37:00Aşkın, öznel olduğuna inananlardanım. Yaşanılan bu duygu kimisine göre sadece bir olayken kimisi için de yaşamın kendisidir. Bu yüzden bana göre bu konu hakkından bir eser yazmak zor. Yaşanılan hissi okuyucuya aktarmak büyük başarı.
Bu seferki konuğum ise göçebe hayattayken tanıştığı Serva'sını unutamayan Yusuf. Yusuf ve ailesi göçebe hayattan yerleşik hayata geçme kararı aldıklarında Yusuf arkasında bir Serva bırakmıştır.
Yazara göre; " Zaten yazmak için yaşamak gerekirdi çoğu kez. Onların içindeki bu satırları yazarken gerçek yaşama bağlı kalarak bir şeyleri yazmaya başladım. Yazmak için yaşamak. Yaşamak içinse zaman gerekir."
Yusuf'un Serva'ya duyduğu aşkı, şiirler ile anlatmaya başlamış yazar.
"Ne soğuk şiirler içtim,
Sıcacık yüreklerde.
Ne sımsıkı sarıldım yazdığım sözlere,
Yıldızsız gecelerde.
Ne çok karaladım,
Binlerce insanın içindeki kadınları.
Kiminde kalem fazla mürekkep yedi.
Kiminde silgiler fazla tükendi.
Ve
Şimdilik iki kadını yazıyorum, Birisi yoksul, Diğeri aşık.
Mürekkebim de yeter bana silgim de."
Hatay'da kiralık bir eve yerleştikten sonra Yusuf'un hayatının nasıl değiştiğini okuyoruz. Asi Nehri'de karşılatığı Sarya ile hayatının nasıl da değiştiğine şahit oluyoruz. Sarya Türkçe bilmeyen Suriyeli yoksul bir çocuk. Ama onların anlaştığı bir dil var. Sevgi dili.
Peki Serva ile aynı dili konuşmalarına rağmen neden ayrı kaldılar?
Göçen bir adam ama sevdasını unutamayan. Ona mektuplar yazmak isteyen ama okuma yazma bilmeyen Serva, keşke yüreğini okumayı bilseydi. Unutmak için göçse bile onu unutabilir mi?
Kitap, şiirlerin ve öykünün bir arada bulunduğu bir eser. Eğer bu tarz eserleri seviyorsanız bir şans verebilirsiniz bu kitaba.
“Aklımın bir köşesinde oturmuş,
Mumları seven bir kadın biliyorum.
Ve sonrasında ben;
İçimdeki aşk cehenneminden,
Bir dize şiir tutuşturup
Mumları yakıyorum.”
2 yorum
His aktarımı bence biraz da yaşandıktan sonra aktarılabilir.
YanıtlaSilYazar yaşamışsa aktarır
kitabı not aldım
Merhaba, umarım seversiniz kitabı.
Sil