John Steinbeck İnci
17:17:00John Steinbeck, gözlem gücüyle ustaca kalemiyle eserlerini yazdı. Bu yüzden onun eserleri günümüzde de okunuyor. Realizmin gücünü karekterlerine yansıtarak onların duygu ve düşüncelerini yalın bir anlatımla okuyoruz.
İnci kitabı zenginliğin ve paranın bir anda gelmesiyle oluşan hırsı, daha iyisi benim olacak isteği, kini, kıskançlığı ele almıştır.
Kino, Salinas’ta, deniz kıyısında, saz evlerde yaşayan yoksul denizcilerden biridir. Evleneli çok olmamıştır. İlk çocukları maalesef tedavi edemedikleri bir hastalıktan dolayı ölür. Artık umutları ikinci çocukları olmuştur. Bir sabah bebeği bir akrep sokar. Kino hızla davranır ve akrebi öldürür. O ve eşi bebeği alır ve şehirdeki doktora götürürler. Doktor zengin ve acımasız bir insandır ve paraları olmadığını bildiği için çifti başından savar.
Eve döndükten sonra Kino, bambudan yapılmış kayığını alır ve inci avına çıkar. Kıyıdan açıldıktan sonra dalar ve dipten o güne kadar görülmüş en büyük incilerden birini çıkarır. Evine döner ve eşine gösterir. Bu inciyi satarak kazanacakları parayla bebeği tedavi ettireceklerini sonra onu okutup bu yaşamdan kurtulacaklarını planlarlar. O gün Kino’nun kardeşi ve karısı da evlerine gelirler ve tavsiyelerde bulunurlar.
Büyük incinin haberi tüm şehre ulaşmıştır. Doktorun ise inciye sahip olup Salinas gibi bir taşra kentinden kurtulup Paris’e gitmeyi planlamaktadır. Ertesi gün doktor uşağıyla tedavi için Kino’nun saz evine gelir. Bebek iki gündür iyi durumda olduğu için Kino doktoru reddeder. Doktor ise çocuğa bir ilaç içirir ve çocuğun ateşlenebileceğini söyler. Dediği gibi bebek ateşlenir ve doktor o esnada yeniden gelir ve çocuğun ateşini geçirir. Doktorun asıl amacı Kino’nun inciyi nereye sakladığını öğrenmektir. Gerçekten konuşurlarken Kino’nun gözü inciyi gömdüğü yere kaçar ve doktor incinin yerini öğrenir. Gece uyurlarken birinin geldiğini hisseder ve boğuşurlar. Boğuşma esnasında Kino adamı bıçakla öldürür. Hırsızlar ayrıca yangın çıkartmıştır ve bazı saz evler yanmıştır. Kino ve eşi kaçamaya karar verirler ama kayıklarının da delindiğini görürler. Kino’nun karısı ona devamlı bu incinin uğursuz olduğunu ve ondan kurtulmaları gerektiğini söylemektedir. Yürüyerek kaçmaya karar verirler.
Yürüyüş esnasında kayalık bir arazide mola verirler. Dinlenirlerken yoldan birilerinin geçtiğini farkederler. Sessizce dinlerler ve bunların peşlerine düşen kelle avcıları olduklarını anlarlar. Artık arazide daha dikkatli olmaları gerekmektedir. Gece olunca bir kaya kovuğuna yerleşirler. Kelle avcıları ise elli metre ileride su başında yatmaktadır. Kino adamları öldürmek için harekete geçer. Yaklaştığı esnada bebeğin ağladığını duyar. Avcılar da duymuştur ve bunu bir kurdun sesi sanmışlardır. Zarar vermesin diye sesin geldiği yöne nişan alırlar ve ateş ederler.
Ertesi sabah köylüler Kino ve eşinin köye döndüklerini görürler. Yanlarında bebekleri yoktur. Kino’nun karısının elinde kanlı bir şal durmaktadır. Köylüler bebeğin öldüğünü anlarlar. Kino ve karısı deniz kıyısına giderler ve onlara devamlı uğursuzluk getirmiş olan bu inciyi denize,geldiği yere geri gönderirler.
Kitabın okunması gerektiğini düşünüyorum. İnsanların hırslarının aslında elindekileri de kaybettiklerini görmelerini engelliyor. Belki hepimiz hırslıyız fakat bu hırslarımız bizi ve çevremizi ne kadar etkiliyor?
0 yorum