Benim Pablo Neruda hayranlığım hiç bitmeyecek. Her kitabında kendimi başka yerlerde ve anlattığı yerlerde buluyorum. En sevdiğim şairlerden biri. Aşkı, kendi gözüyle o kadar güzel anlatmış ki okurken gözlerim doldu. Eski aşklar başka.
Bu kitabı bana babam hediye olarak aldı ve iki günde bitti. Pablo Neruda'nın okuduğum ikinci kitabı. Diğer kitaplarını okumak için sabırsızlanıyorum.
GUILLERMINA ACABA NERDE ?
...
Ne yolculuklara çıktı yüreğim
ayaklarında aynı pabuçla,
beni besleyen, dikenler oldu.
Tedirginlik götürdüm nereye gitsem:
vurdular beni ben vuracakken,
yığılıp kaldım öldürüldüğüm yerde,
ama kalktım, eskisinden daha dinç,
ya sonra, ya sonra, ya sonra –
beni besleyen, dikenler oldu.
Tedirginlik götürdüm nereye gitsem:
vurdular beni ben vuracakken,
yığılıp kaldım öldürüldüğüm yerde,
ama kalktım, eskisinden daha dinç,
ya sonra, ya sonra, ya sonra –
Ekleyecek ne var ki?
Yaşamaya gelmiştim yeryüzüne.
Guillermina acaba nerde?
OLURSUN SUSTUĞUNDA, YOKMUŞÇASINA YANIMDANe hoş olursun sustuğunda, yokmuşçasına yanımda.Duyarsın beni uzaktan, dokunamaz sana sesim.
Gözlerin gökte uçan kuş misali,
ağzınsa bir öpücükle mühürlü.Ne varsa ruhumu dolduran, çıkarsın yüzeonlardan sen, ruhumla dolu olarak.Sen, düş kelebeği, ruhuma çekmişsin,bir sözcüksün karasevdadan.Ne hoş olursun sustuğunda, yokmuşçasına yanımda
Feryat edersin sanki, kuğuran kelebeğim.Duyarsın beni uzaktan, ulaşamaz sana sesim de:Bırak susayım ben de sessizliğinle.bir yüzük kadar sade sessizliğinle.
Konuşayım da, bırak, bir lamba gibi parlak,
Gece gibisin, suskunluğun ve takımyıldızıyla.
ldızınla. Yıldız sessizliğidir seninki, öyle
Yıldız sessizliğidir seninki, öyle saf, öyle uzak.
Ne hoş olursun sustuğunda, yokmuşçasına yanımda.Öyle uzak, öyle bedbaht, ölmüşsün gibi.
İşte o zaman bir sözcük, bir gülüş yete
Şenlenir yine gönlüm, şenlenir doğru çıkmadığından hiçbiri.SERENAD
...
Gecenin geç saatlerinde Birisi kapımı çalmış gibi Bir de bakarım ki boşluğun ortasında rüzgârdan Başka bir şey yoktur Sulardan, ağaçlardan, gündüzleyin yaktığımız Ateşlerden sönmeye yüz tutmuş Sanki hiçbir şey yokmuş da Var olan her şey oradaymış gibi Sanki yeryüzünün bütün toprakları Kapımı tıklatıyormuş gibi Adsız, yaşam gibi belirsiz Filizlenen bitkiler ve çamur gibi bulanık, Gözlerimi kapar kapamaz uyanırsın canevimde Ben toprağa uzanınca doğarsın uçuşan tozlar gibi, Yatağını aşındıran nehir Birbirine dolanmış çıplak ağaç köklerini koruyarak büyürse Sen de onlar gibi büyürsün bende O nasıl karanlığıyla birlikteyse, sen de benimle birliktesin İşte kan ya da buğday, toprak ya da ateş Yaşarız burada, bir tek bitkiymiş gibi Yapraklarının anlamını bilmeyen.AŞKBunca gün, ah, bunca gün görmeyi seni böyle kırılgan, böyle yakın, nasıl öderim, neyle öderim? Uyandı kana susamış ilkbaharı koruların, çıkıyor tilkiler inlerinden çiylerini içiyor yılanlar, ve ben gidiyorum seninle yapraklarda çamlar ve sessizlik arasında, sorarak kendime nasıl, ne zaman ödeyeceğim diye şu bahtımı Bütün gördüklerim içinde yalnız sensin hep görmek istediğim dokunduğum her şey içinde senin tenindir hep dokunmak istediğim: seviyorum senin portakal kahkahanı hoşlanıyorum uykudaki görüntünden Ne yapmalıyım, sevgilim, sevdiceğim bilmiyorum nasıl sever başkaları eskiden nasıl severlerdi, yaşıyorum, bakarak, severek seni, aşk tabiatımdır benim Her ikindi daha da hoşuma gidiyorsun. Nerde o? Hep bunu soruyorum kaybolduğunda gözlerin Ne kadar geç kaldı! Düşünüp inciniyorum, yoksul, aptal, kasvetli duyuyorum kendimi geliyorsun sen, bir esintisin şeftali ağaçlarından uçan. Bu yüzden seviyorum seni, bu yüzden değil o kadar neden var ki, o kadar az, böyle olmalı aşk kuşatan, genel üzgün, müthiş, bayraklarda donanmış, yaslı, yıldızlar gibi çiçek açan, bir öpüş kadar ölçüsüz.GÜLÜŞÜNEkmegi al benden istersen havayi al, ama alma benden gülüsünü. Alip götürme gülü, kopardigin ok cicegini, sevincinde ansizin öne atilan suyu, sende dogan apansiz dalgasini gümüsün. Savasimim uzun-zor, dönerim gözler yorgun kimileyin görmüsken degismeyen topragi, ama gülüsün girisken yükselir gökyüzune kosturarak pesimden ve acar bana tüm kapilarini yasamin. Sevgilim, en karanlik saatte aciverir gülüsün ve eger ansizin görürsen ki saciliyor kanim sokagin taslarina, gülüver, cünkü gülüsün denk gelir ellerime bir kilic gibi yalin. Denizle birlikte güzün gülüsün yükseltmeli köpüklü caglayani ve baharin sevgili, gülüsünü ararim bekledigimce o cicegi, mavi cicegi, gülü yankiyan memleketimin. Gül gecede, gündüz de ayda, gül carpik sokaklarinda adanin, gül sana sevdali bu kaba saba oglanda, ama ben actigimda gözlerimi ve kapadigimda onlari, ayaklarim alip götürdügünde beni, dönüp getirdiginde beni ayaklarim, esirge benden ekmegi, havayi, isigi, bahari, ama gülüsünu asla ölürüm çünkü.ADA ÜSTÜNDE GECEBütün gece seninle yattımdenizin yakınında, adada.Yabanıl ve uysaldın sevinçle uyku arasında, ateşle su arasında.Belki çok geç birleşti düşlerimiz dorukta ya da dipte, aynı rüzgârla kımıldayan dallar gibi yukarıda, birbirine dokunan kızıl kökler gibi aşağıda.Belki ayrıldı düşün benimkinden ve aradı beni önce olduğu gibi karanlık denizde, sen henüz kendin değilken, ben farkında değilken senin yelken açmış geçiyordum yanından, ve gözlerin aradı şimdi sana cömertçe verdiğimi – ekmeği, şarabı, aşkı ve yabansılığı – çünkü hayatımın armağanlarını beklemiş kadehsin sen.Seninle yattım bütün gece, karanlık toprak dönerken yaşayanlarla ve ölülerle, ve ansızın uyandığımda, henüz tam karanlık değilken, kaydı elim belinde. Ne gece ne de uyku ayırabilirdi bizi.Seninle yattım, ve uyandığımda, ve ağzın kurtulduğunda düşünden, verdi bana toprağın lezzetini, deniz suyundan, yosundan, hayatının derinliğinden, ve aldım öpüşünü, sabah kızıllığıyla ıslanmış, bizi çevreleyen denizden bana gelmiş.BENİMSİN ARTIK, SERİL RÜYALARIMA KENDİ RÜYANLABenimsin artık,seril rüyalarıma kendi rüyanlaaşk acı bunca emek uyusun hepsi bu anda ah çeker gece görünmez tekerlekleri üstünde ve sen yanımdasın öyle saf uyuyan amber gibikimse alamaz yerini ve bu aşk uyuyarak rüyalarımla sen gideceksin biz gideceğiz birlikte zamanın suları boyunca kimse düşmeyecek yola benimle karanlıkta bir tek sen hep yaşayan hep güneş hep ay olanellerin açtı narin yumruklarını saçıldı dört bir yana hoş simgeler iki alaca kanat gibi açıldı gözlerin ikimizi taşıyan suda akıp gidiyordum ben gece dünya ve rüzgar yazgısını döndürürdü sensiz kalmıyordu böylece ben rüyalarındaydım çünkü…