Hüseyin Rahmi Gürpınar Gulyabani

13:59:00

Hüseyin Rahmi Gürpınar'dan okuduğum ilk kitap ile karşınızdayım. Gul ; şeytan, kötü ruh, cin anlamına geliyor. Korku romanı olarak bilinse de aslında komedi unsurunu da içinde barındırıyor. 

"Onun Şeytan İşi, Cadı, Efsuncu Baba, Gulyabani, Dirilen İskelet adlı romanlarında korkunun kaynağının mantıklı biçimde açıklandığına şahit oluyoruz. Yani Hüseyin rahmi okuyucularını doğaüstünden kaynaklanan korkunun olmadığına ikna etmeye çalışmaktadır.

Yazarın Gulyabani adlı eserini ele aldığımızda bu düşüncenin en net yansımalarını görürüz. Romanın başında yaşlı bir kadının mektubuna cevap veren yazar nasıl bir düşünce biçimine yaslanacağını belli etmektedir. "Roman bir gariplikler toplamı olmakla beraber yirminci medeniyet asrının zihinler için tayin ettiği akla uygunluk dahilinde neticelenecek, "diyen Hüseyin Rahmi bakış açısının akılcı ve bilimsel olacağının işaretini verir."

Romanın yazılması Hüseyin Rahmi'nin okurlarından olan bir hanımannenin mektubunda ondan yeni bir eser istemesi sayesinde Gulyabani eseri ortaya çıkmıştır. 

"Tavsiyeniz üzerine masalı şimdiki romanlar mertebesine yükseltmeye yahut romanı- niteliğini bozmaksızın- masal derecesinde sadeleştirmeye uğraştım. Meydana bu eser geldi. "

Roman, kimsesiz olan Muhsine Hanım'ın para kazanmak için bir konağa hizmetçi olarak gitmesi ile yaşadığı enteresan olayları anlatmaktadır. Gençliğinde yaşadığı bu vaka onun hayatının şekillenmesini sağlamıştır. Gulyabani vakası. Bu kitapta cinler, periler, doğaüstü olaylar iç içe harmanlanmıştır.  Bu harmanlanmanın gerçek yüzünü okurken çıkar ilişkilerinin neler yaptırdığına bir kez daha şahit oluyoruz.

"Yazar, alaycılığı roman boyunca alttan alta devam ettirerek okuyucunun romandaki anlayışa karşı tepkisini yoğunlaştırmaya çalışır."

Batıl inançlara sahip birçok kişinin sorgulamadan yaşanılanlara inandığını görüyoruz. İşte yazarın asıl amacı kitleleri eğiterek onları yönlendirmeye çalışmaktır. Modern çağın düşünce biçimi okuyucuya aktarmaktır.

Yazarın dili anlaşılır. (Günümüz Türkçesi'ne çevrilen eserlerinden bahsediyorum okumak isterseniz bu duruma dikkat edin.) Ben okurken gülme krizine girdim. Beni eğlendiren bir roman oldu. Okumak isterseniz tavsiye ederim.

"Gönül kimi severse güzel odur."

"- İnsanın dişlerini ağzından söküp başka bir yerine koymak gerekirse neresi uygundur? 
- Gözleri efendim.
- Neden?
- Çünkü bazı kötü yaradılışlı kimseler kendi cinslerinden olanları gözleriyle de yerler."


"- "Çuvaldızı kendine, iğneyi başkasına batırmalıdır" atalar sözünü söyleyen için düşünceniz nedir?
- Söyleyen pek kurnazmış efendim.
- Neden.
- Çünkü bu öğüdüyle kendini "gayri" makamında bulundurup çuvaldızı aleme batırarak iğneyi kendine çevirttirmek istiyor."

"İyi saatte olsunları kızdırmamak için emirlerine boyun eğmek gerek. Bu iyi saatte olsunlar deyimi neden onların kimliği, adı olmuş? Onlara niçin böyle deniyor? Allah esirgesin, fena saatte olsalar, dünyayı birbirlerine katarlar da onun için. Demek ki perilerin hayırlısına da hayırsızına da pek güvenmemeli.."


You Might Also Like

0 yorum