Delia Owens Kya'nın Şarkı Söylediği Yer

16:29:00

Bataklıkta hayatta kalmak için yazılı bir kural yoktur. Orada ya ölürsün ya da yaşarsın. Bataklıklar kasabalar gibi değildir. Kasabadan çok farklıdır.  Bataklıkta yaşayan insanların ve kasabada yaşayan insanların yaşamları aynı değildir.

"Bataklık onları hapsetmiyordu fakat onları tanımlıyor ve her kutsal toprak gibi sırlarını derinlere gömüyordu. Bu arazinin onlarda olması kimsenin umurunda değildi çünkü kimse burayı istemiyordu. sonuçta burası boş bir bataklıktı. 

Bataklık sakinlerinin, viskileri gibi kanunları da kaçaktı. Taş tabletlere kazınmış ya da dokümanlara işlenmiş olanlar gibi değil, daha ziyade genlerine işlenmiş olan, daha derin kanunlardı bunlar. Eski ve doğal yasalardı, adeta şahinler ve güvercinlerden doğmuştu. İnsanoğlu köşeye sıkıştırıldığında, çaresiz olduğunda ya da izole edildiğinde doğrudan, hayatta kalmayı sağlayan içgüdülerine yönelir. Bunlar çabuk ve adildir. Bunlar, insanın her zaman elinde olan kozlardır çünkü daha narin genlerden, sonraki jenerasyonlara aktarılır. Ahlaki kural değil, basit hesaplardır. Kendi içlerinde, güvercinler de şahinler kadar kavga ederler."

Rotamızı Kuzey Carolina'a çevirelim. Orada bulunan kendi içinde sessiz bir kasabadır Barkley Cove. Asıl korkulması gereken kasabalar sessiz kasabalardır. Çünkü kendi içindeki sessizliğin çıkarlara uygun olması gerekir. Bu şekilde yaşamını sürdüren insanlarla doludur. Hani her şeyi bilirler ama işlerine gelmediği için hiçbir şey yapmayan insanlar. İşte bu kasabada herkesin bildiği "Bataklık Kızı" olarak tanınan Kya ile ilgili dedikodular da kasabalıların işine gelmediği zaman onu hedef olarak göstermek çok kolay oldu.

Kya, annesini timsah derisi ayakkabısı ile son kez bataklıktaki kulübesinden çıkarken gördü. Annesini son kez gördüğünde sadece 6 yaşındaydı. Kya o yaşında onun bir daha gelmeyeceğini anladı. Annesinin orayı terk etmesi ile ailenin diğer fertleri teker teker kulübeyi terk etti. En sonunda ailedeki herkesi döven babası ile yalnız kalmıştı. Babasının davranışları İkinci Dünya Savaş'ında yaşadığı travmalardan sonra alkole ve kumara kendini teslim etmiş, ailesine bakmaz olmuş herkesi döven biri haline gelmiştir. 

Herkes babasından kaçmış ancak Kya'nın kaçacak bir yeri yoktur. Küçük domuzcuk evde kalmıştır. Babası da onu terk ettiğinde hayatta tek başına kaldığını anladı Kya. İşte benim yüreğimi parçalayan yer burası oldu. Küçücük yaşta yaşamak için mücadele etti Kya. Bataklıkta ya yaşayacaktı ya da ölecekti. Bu mücadelesinde o sessiz kasaba onu pis, hastalıklı biri olarak gördü. Onunla dalga geçtiler. Onu dışladılar. 

Dışlandığını anladığında kendi bataklığında bir hayat kurdu. Doğanın güzellikleri ile bataklığı keşfetmeye başladı. (Burada yazarın vahşi doğa bilimcisi olması sayesinde hayvanlar ve doğa hakkında bir çok şey öğrendim.) Para kazanmak için erkenden kalkıp midye topladı. 

Kya' vın hayatını okurken onun ne kadar güçlü biri olduğunu hayatta kalmak için elinden geleni yaptığını fark ettim. Ona, "Ben senin yanındayım." demek istedim. O sessiz kasabadaki bir çok insana kızdım. Bu kitapla birlikte empatinin, sevginin hayatımızdaki önemli rolüne bir kez daha şahit oldum. 

Kitabın içinde ayrıca cinayet vakası da var eğer gizemli, polisiye tarzında kitaplardan hoşlanıyorsanız bu kitaba da bakabilirsiniz.

Beni cinayetten ziyade Kya'nın hayat mücadelesi onun karakteri etkiledi. Doğanın, şiirlerin iç içe olduğu aynı zamanda Kya'nın hüzünlerini ve mutluluklarına şahit olacağınız bir kitap.

Ne zaman bir ormana veya bir bataklığa gidersem Kya'nın ruhunu da oraya götüreceğim onunla şiir okuyup şarkı söyleyeceğim. Tıpkı onun gibi. 

 “... Kasvetli Bataklık Gölü’ne gitti kız,
Orada, bütün gece boyunca, bir ateş böceği lambasıyla,
Beyaz kanosunda kürek çekerek.

Ve onun ateş böceği lambasını yakında göreceğim,
Ve onun kürek çekişini yakında duyacağım;
Uzun ve sevgi dolu olacak hayatımız,
Ve ben kızı bir servi ağacına saklayacağım,
Ölümün ayak sesleri yaklaştığında.” Thomas Moore


"Asla küçümseme ,
kalbi,
Yapabileceklerini onun.
Akıl almaz.
Kalp hissettiği kadar da yönlendirir,
Başka nasıl açıklayabilirsin
Seçtiğim yolu,
Senin seçtiğin yolu...
Bu geçişten geçen uzun yolu?"

"Sonra pusulayı kalbine götürdü. Buradan başka nerede, bir insanın bu pusulaya daha çok ihtiyacı olabilirdi ki?"

"Gün batımları asla basit değildir.
Alaca karanlık kırılır ve yansıtılır
Ancak asla doğru değildir.
Akşamüstü, bir kılık değiştirmedir,
İzleri kapatan
Yalanları kapatan.

Umursamayız
Alaca karanlığın kandırmasını...
Parlak renkler görürüz,
Ve asla öğrenmeyiz
Güneşin düştüğünü
Dünyanın altına,
Yanmayı gördüğümüz zaman.

"Gün batımları birer kılık değiştirmedir.
Gerçekleri kapatan, yalanları kapatan.""

"Sanırım bazı şeyler açıklanamaz sadece affedilir ya da affedilmez."

“Şiirlerin amacı; sana bir şeyler hissettirmektir.”


You Might Also Like

0 yorum