Şiirlerin bir dili olmalı. O dili bilirsek o şiirleri anlarız. Dili bilmek için de şairi anlamamız gerekir. İşte bu kitapta da Edip Cansever'i tanıdıklarından dinliyoruz. Ülkü Uluırmak'ın derlemesiyle oluşan bu kitabı okuduktan sonra Edip Cansever evindeki masasından bana el salladı. Tanıdıklarının onun hakkındaki görüşlerini, duygularını, anılarını okudukça sevdikleri için önemli biri olduğunu anlıyorum. Ben bu tarz yaşanmışlıkları okurken kendimi kimi anlatıyorlarsa ya da...
Benim en çok sevdiğim şeylerden biri kitapla bütünleşerek o kitaptaki hayatla bir bütün olmaktır. Bu kitap bana bu duyguyu yaşattı. Roma sokaklarını gezerken buldum kendimi. Roma'da tekrardan bulundum. Kitap, Eylül ve Demir'in Roma'da başlayan aşklarını anlatıyor. Ancak sırf bu konuyu anlatıyor dersem kitaba büyük bir haksızlık ediyor olurum. Kitabı sevmemin en büyük nedeni yazarın günümüzün en önemli sorunlarından olan kanser hastalığına değinmesi onlar...
Cemal Süreya'nın 1967 yılında yayımladığı antoloji kitabı kendisinin bir yazısı ile başlıyor. Yazı Divan şiirlerindeki sevgiliden başlayıp Cumhuriyet dönemdeki sevgili ile sonlanır. "Divan şiiri imparatorluğun şiiridir. ... Sevgili, ganimetle, kıymetli taşlarla ya da silah çağrışımlarıyla nitelendirilir." "Bütün Divan şairleri aynı sevgiliye tutkundurlar sanki. Çünkü tek bir sevgilide olanı değil, çağın ortak beğenisine göre üstünde bütün güzellikleri taşıyan varsayılmış bir sevgilide olması gerekeni anlatmaktadırlar; sevgiliyi...
MÖ 500 yılında yaşamış Sun Tzu'nun savaş stratejisi üzerine yazdığı Savaş Sanatı adlı yazılarda toplanan sohbeti dünyanın en eski strateji kuramları olarak kabul görür. 13 bölümde toplanan yazıların, Çin’de çok daha eski dönemlerden beri bilinen savaşma ilkelerinin toplu bir sunumudur. Sun Tzu bu sohbetlerinde "Gerçek Zafer" için şöyle demiştir: "Gerçek zafer, savaşmadan kazanılan zaferdir. Gerçek önder savaşmadan kazanan önderdir." Tao (Yol) bilgilerinin savaşmak...
36. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı kapsamında Everest yayınlarının düzenlediği Buket Uzuner'in söyleyişine katıldım. Söyleyişi 4 Kasım Cumartesi günü gerçekleşti. Söyleyişinin konusu ise "Bir Direniş Sembolü Olarak Edebiyatta Kedi". Gelelim söyleyişi de yaşananlara ve neler konuşulduğuna: Söyleyişin süresi 45 dakikaydı ancak trafikten dolayı Buket Uzuner geç geldi. Bu yüzden de süre 25 dakika oldu. Buket Uzuner direnişi temsil eden oyuncak kedisini masaya koymasıyla başladı...
Bu sefer de yeni bir şair ile karşınızdayım. İbrahim Öksüz, aşkın anlamını anlaşılır bir dille okuyucularına aktarmak istemiş. Ben okurken biraz Nazım Hikmet biraz da Cemal Süreya izleri hissettim. Yazım şekli ve haykırışları ile Nazım Hikmet'i anımsattı bana. Aşkı ve Anne imgelerinin bir arada kullanması ise Cemal Süreya'yı. İki şairin bu zamanda birleşmesi diyebilirim şiirlere. Şiirler eğer sizin içinize işliyorsa bu kitaba da bir...