Türkan Önder Geviş Getirmelerim

19:55:00

Bu kitabı roman olarak değil de topluma ve bireye yönelik eleştirileri düşünerek okumanızı isterim. Doğru veya yanlış, iyi veya kötü neye ve kime göre şekillenerek oluştuğunu tartarak karakterlerin hayatı hakkında yorum yapmak daha doğru olacaktır.

"... kimse ben şu değilim ya da şöyle yapmam asla dememeliydi kolay kolay, başına gelmeden bilinmezdi. Suçun, yanlışın inkar edilemez bireysel eğilimlerle olan ilişkisinin yanında, toplumsal ya da dışsal etkenlerle de yadsınamaz bir bağı vardı. Bazen zorunlu olarak, bazen de özgür irademizle yaptığımız seçimlerin bizi soktuğu ortamlar ya da olaylar, şu veya bu şekilde, bir şeylerin içine itiyordu bizi, herkes potansiyel bir suçluydu demek ki."

Etrafımızda bir sürü kişi var. Kimisi en önde yürürken kimisi de en arkada saklanıyor ve fark edilmiyor. Peki fark edilip en önde olmak mı yoksa arkada olup saklanmak mı önemli?

Roman ana hatları ile Atiye ve Diren'in yaşamı üzerinden ilerliyor. Farklı dünyaların insanları denilecek iki kişinin karşılaşması ile romanın akışı oluşuyor. Özellikle Atiye'nin hayat hikayesi sizleri etkileyecek. Türkiye'de Atiye'nin yaşadığını yaşayan birçok kadın mevcut malesef. 

Anne ve babası öldükten sonra üvey kardeşleri ile yaşamak zorunda. Atiye'den kurtulmak için bir imama kuma olarak veriyor ailesi. Seçme hakkı yok, onun söz hakkı olmadan bir anda kendisini kuma olarak buluyor. İmamın yaşattıklarını okurken de içim sızladı. Hayatın getirdikleri ve yaptığı seçimleri okurken "Kadınların mutlaka okuması ve kendi ayakları üzerinde durması gerekiyor." dedim.

Namuslu olduğunu söyleyen, insanlara gösteren hatta kendi namus kavramının doğruluğunu savunan ancak namus hakkında bilgisi olmayan insanlar da eleştiriliyor bu kitapta. Bunu roman üzerinden yaşanan olaylarla anlatması benim hoşuma gitti. Bu sayede okuyucu belki çevresinde şahit olduğu bazı davranışların gerçek yüzünü de görebilmiş olacak.

"Kirlilik ya da temizlik bedende değil ruhtadır ve namus da babamın dediği gibi iki bacak arasında değil, şu sol kaburganın altındadır."

Romanın içerisinde iki tane de fabl var. Bu fabllarda birey ve toplum eleştirisi daha baskın. Namus, devrim, dürüstlük ve bencillik gibi temaları hayvan karakterler üzerinden işlemiş.

Yazarın dili romanın içerisine doğru sürüklüyor sizi. Acaba ne olacak diye merak ederek okudum ben. Sonu ise bir anda şaşırtıyor. Tıpkı ana karakterleri şaşırttığı gibi.

Roman okumayı seviyorsanız ve yeni kalemler ile tanışmaktan hoşlanıyorsanız kitaba bakabilirsiniz.

"Gerçek büyüme sevgiyle yaşanandı ve o başarının yollarını daha çabuk açıyordu insana."






You Might Also Like

0 yorum