Vatan sevgisi ile imkansız aşkın harmanlandığı bir roman ile karşınızdayım. Romanı okurken hissettiğim şey aşkın gücü oldu. Aslında aşk evrenin bile ötesinde. Ancak bu duyguyu hissederek yaşamak gerekiyor. Yusuf ve Mora gibi.
Yusuf, Filistin için kendini adayan vatanı için şehit olmaya hazır biri. Mora ise İsrail için görev yapan bir asker. Bu iki kişinin yolları savaşın tam ortasında kesiştiğinde aşkın kıvılcımları da onlarla yol almaya başlamıştı.
Ancak bu aşkın önündeki engelleri aşmak hiç de kolay değildi. Filistin-İsrail savaşının içinde iki düşman vatana ait olan bu iki kişinin aşkı nasıl tutunacaktı? Ağaç dallarının kırılması çok kolaydı. Önemli olan o dala beraber tutunmaktı. Beraber o dalda kalmaktı. Zorluklarla beraber baş etmekti.
Yazarın ilk kitabı olduğunu söylemem gerekiyor. Bana göre ilk kitap olmasına rağmen sizi yaşanılan olaylara sürükleyen bir dile sahip. Okurken yorulmayacağınız sizi Yusuf ve Mora'nın yanına götürecek bir kitap.
Kitapta ayrıca bazı savaş sahnelerinin arkasındaki gizli planları okumak hayatın acımasızlığının bir göstergesi oldu. Çıkarlar için halkın ölmesi. Bir kişinin hislerinin önemsenmemesi. Ailesinin önemsenmemesi. Sadece çıkarların önemsenmesi. İşte beni derinden etkileyen kısım buralar oldu.
”Bir savaşın kaybedeni ve öleni her zaman halk olur. Devlet büyükleri hiçbir zaman zarar görmez ve bir anda evine bomba düşer diye korkuyla yatağına girmez. Korktukları tek şey koltuklarını kaybetmek olur. Ve koltuk sevdası her şeyden habersiz insanların bir sabaha savaşla uyanması olur.”
Kitapta beni en çok etkileyen kısım ise Yusuf'un şu sözleri oldu;
"Ama bir insana yardım ederken Müslüman mı, Yahudi mi, Hristiyan mı diye ayrım yapmamayı siz öğrettiniz bana...”
Aslında bir kişiyi sadece "insan" olarak görmeye başlandığında ben barışın geleceğine inanıyorum. Bu romanda okuduğum bu cümle bile benim kalbimde bir yere sahip oldu.
Eğer bu tarzda kitaplar okumayı seviyorsanız bu kitaba şans verebilirsiniz.
””Bağlanmadan vazgeçmek...” Bu söz içi yanmayanlar için epeyce kolay bir sözdür.”
”Bakın bir duvarı yıkmak kolaydır ama onu duvar haline getirmek epeyce emek ister, uğraş ister.”
”Mutlu bir hayat yaşamak ölümsüz bir sabaha uyanmak neden zor olsun ki?”
”İnsan sevdiğini kaybetme korkusuna düşünce; tüm arabalar, tüm ışıklar, tüm sesler hatta yeryüzü durmuş gibi olur. Kendinizi bir oyunun veya bir rüyanın içinde sanırsınız ve bu sizden çok şey götürür ve eksiltir. Bu nedenle yanınızdakinin kıymetini yanınızdayken bilin...”