Attila İlhan Yasak Sevişmek
17:23:00Attila İlhan, romantizm öğelerini barındıran toplumsal şiirleri yazan bir şairdir. Bu yüzden bende yeri ayrıdır. Onu, Ben Sana Mecburum kitabıyla daha iyi tanıdım. Toplumsal şiirleri bu kitabında da etkisini sürdürüyor.
"yasak sevişmek'teki şiirler, son paris yolculuğumla ondan öncesini ve sonrasını kapsayan bir dönemin şiirleridir; paris'te 1962/65 arasında kaldım, öncesinde istanbul'daydım, yeşilçam'da senaristlik, rejisör asistanlığı filan ediyordum; sonrasında ise, izmir'de, demokrat izmir gazetesinde gazeteci olarak! bu dönem, bir yanımla batı üzerindeki düşüncelerimi aydınlığa kavuşturduğum, bir yanımla geçmiş şiirimizden yararlanma fikrini geliştirdiğim dönemdir, haliyle şiirlere de yansımıştır bu ikili uğraş!"
Fransa'da yaşadığı dönemi anlattığı şiirlerde bireysel esintiler, özgün imgeler yer alırken; Türkler'in Anadolu'ya gelişlerini anlattığı şiirinde ise Epik ögeler ön plana çıkmıştır.
"biraz paris" bölümünde Fransa'da yaşadıklarını anlatmak istemiş. Batı kültürünü ve doğu kültürünün sentezlenmesiyle oluşmuştur. kendini batılı sayan bir doğulunun duygu ve izlenimlerini yansıtmaya çalışmıştır.
"ölmek yasak" şiiri de koşullar ne denli kötü olursa olsun, ölüm düşüncesine direnmek gerektiğini işler.
Şiirlerinde Yeşilçam'da çalıştığı dönemlerin esintilerini hissetmek de mümkün. "ben artık küsüm", "ağustos mızıkacıları" şiirlerinde bu durumu hissederiz.
"yasak sevişmek" şiiri de bakıldığında aşk şiiri gibi gözükse de kabuğun altında toplumsallık saklanır. ( İşte bana göre Attila İlhan'ın şiirlerini özetleyen durum bu.)
"kitabın adı yasak sevişmek, şiirin adı da öyle, söz konusu olan da gizli saklı bir sevişmek öyle mi? bu şiirin kökleri taa 1940'lara uzanıyor; gençlik bilmem ne örgütü vardı, önüne geleni sansaryan hanı'na topladılar, bu arada beni de! hasan basri diye bir öğretmen varmış, bu işlerle ilgiliymiş, tanımam görmem, ele geçiremememişler, sonunda karısının ardına takılmışlar; adamcağız karısını seviyor, görmeden de edememiş, bu da yakalanmasına sebep olmuş! sonra hasan basri kendini sansaryan hanı'nın üst katından atıp öldürdü, dehşetli etkilemişti beni bu olay. yıllarca içimde ağrıdı durdu, günün birinde , yasak sevişmek oldu çıkı ortaya, eğer bu duyguculuksa, ben duygucuyum arkadaş..."
Attila İlhan bu kitabında bireysellikle (aşk, ayrılık, hüzün, mutluluk vb.) toplumsallığı ( Türklerin tarihi, Osmanlı Dönemi gibi) harmanlayarak okuyucularına sunar.
Kitapta en sevdiğim kısım her şiirin arkasında Attila İlhan'ın şiirlerini nasıl yazdığını (esindiği konuları, ne zaman yazdığını, şiirin ne anlatmak istediğini) anlatması oldu.
Attila İlhan okumayı seviyorsanız ya da şiir kitabı okumak istiyorsanız bu kitabı önerebilirim.
"YASAK SEVİŞMEK
öteki kapımdan gel bunu açamazsın
eski gözlerinle gel öldürmek vakti gel
hem tetik bulun ardında biri olmasın
hanidir ben bu evde saklanıyorum
adımı değiştirdim başka bir adla yaşıyorum
gece gündüz siyah gözlük kullanıyorum
öteki kapımdan gel bunu açamazsın
sabaha karşı gel bütün gözlerinle gel
pancurların gerisinde kararıyorum
içime belalar doğuyor sonbahar doğuyor
telefonda sesini tanıyamıyorum
yüzün parmaklarımdan akıp kayboluyor
böyle hep bir şey kopuyor bir şey kırılıyor
sabaha karşı gel eski gözlerinle gel
öteki kapımdan gel bunu açamazsın
hem tetik bulun ardında biri olmasın
artık hiç kimse beni yaşamıyor
aşklarımı büyük kemanlarla çizdiler
korkularım oldum bittim kimsesizdiler
yalnız bir mısra mıyım ıslanıyorum
bir revolver romanımı tamamlıyor
oyun bitti ışıklarımı söndürdüler
yokmuşsun gibi gel öldürmek vakti gel
öteki kapımdan gel bunu açamazsın
üzerime kilitleyip mühürlediler
hem tetik bulun ardında biri olmasın "
"ÖLMEK YASAK daha önce bıçaktan hiç su içmedim hiç kısılmadı kerpetene bıyıklarım gururlu bir gemiyim oldum bittim sabah olur yelkenlerimi saklarım özgürlük dediğim yerde demirledim üstüme varma bulutları tutamam böyle paldır küldür gideceklerdir gelmezsen farketmez kimseyi aramam asıl sevdiklerim en içimdekilerdir onlarla yaşarım eğer yaşarsam olur mu gecemi yeşile çalmak yıldız çivilemek parmakuçlarıma ölüm kadar çabuksa eğer yaşamak hiç doğmamayı isterdim ama bir kere doğmuşum ölmek yasak "
"Ben Artık Küsüm
Beni de kırdılar içimde kırdılar
Karanlık camlardan sular akıyordu Şimşekli bir boşlukta saat vurdu Beni de kırdılar belki yalnızdılar Belki onların da çocukluğu yoktu Bütün şarkılara kapalıydılar Bir genç kız değmemişti saçlarına
Beni de kırdılar ben artık küsüm
Yağmurları yağmıyor ağaçlarıma Sularından içmiyorum susadım ama Beni de kırdılar soğuk bir ölüm Çevik bir bıçak gibi çakıldı aklıma Oysa bir şarkıyım yeniden doğan günüm Bütün şarkılara kapalıydılar"
"... bir tarafım, böceklerinden yıldızlarına kadar
kâinatın kalabalığını ve dünyanın dört bucağında kaynaşan insanları burnumun dibinde hissediyor, onlarla beraberim, onların içinde; bir tarafım ise yapayalnız, öylesine yalnız ki bunu, bu hissi öm- rümde ilk defa duyuyorum; kederden boğuluyo- rum bazen, bir tarafım boğuluyor, bir tarafım ama boğuluyor, bunu, bu yalnızlık duygusunu, bu kahrolası kederi yenmem lazım..." Nâzım Hikmet Kitaba puanım: 9/10
Keyifle okumalar.
|
0 yorum