Boris Pasternak Bir Hikaye
20:02:00Bu kitap için söyleyebileceğim en önemli şey imgelerin dünya üzerindeki olaylarla birlikte ahenkle dans etmesi olurdu. Sayfaları çevirirken şiirle yazılmış anılar okuyorum izlenimi yarattı bende. Bunun nedeni ise yazar (şairin) duyguları anlatırken imgelere danışmasıdır. Bende tadı damağımda kalan bir eser okudum.
Bir Hikaye için yazarın Doktor Jivago eserinin habercisi olarak bakılıyor. Eseri henüz okumadığım için yorum yapamıyorum ancak yazarın dili beni mest etti. Özellikle bir olayı imgeler ile anlatma sanatını okurken kendimi edebiyat şöleninde hissettim.
Eser, Seryoja'nın kız kardeşi ziyaret etmesiyle başlıyor. Yıl 1916. Birinci Dünya Savaşı zamanındaki insanların ruh halini de gözlemliyorsunuz sayfaların arasından. Bu ziyaret ile Seryoja için geçmişin perdeleri de yavaştan aralanıyor. Bu perdenin içerisinden biz de giriyoruz.
Bu anlar ise Birinci Dünya Savaşı'nın başlamadan önceki son yazıdır. Barış dolu geçen günlerde bir ailenin evinde öğretmenlik yapan Seryoja'nın yaşadığı olayları imgeler denizde izleyeceksiniz.
"Gerçekten de imgeler, akarsuya takılıp giden kütükler gibi sürüklenerek uzaklaşıyordu."
Bu kitabı bana göre bir anda okumak için değil, imgeleri anlayarak okumanızı isterim. Yazar metafor yolculuğunda bir konudan başka konuya geçişler yapıyor ancak son sayfalarda her şey bir düzene oturmuş oluyor.
Yazar ile ilgili dikkatimi çeken bir konu ise uzun yıllar boyunca ülkesindeki yasaklı olan yazarlardan birisi. Yasaklı yazarlar ve şairler benim dikkatimi hep çekmiştir. SSCB Dönemi'ndeki kültür politikası ile ters düşmesinden dolayı eserleri uzun yıllar boyunca ülkesinde yasaklanmış.
Bu kitap yazarın erken dönem eserlerinden en özgün olanı olarak da bilinmektedir. Ben keyifle ve imgelerin ritmini hissederek okudum. Yazarın diğer eserlerini de inceleyeceğim.
0 yorum