Ömer Hayyam Dörtlükler -Rubailer-

20:00:00

Ömer Hayyam, rubai nazım biçimi ile yazdığı şiirlerinin bir araya toplandığı bu eser, öncelikle Sabahattin Eyüboğlu'nun yazdığı önsözler ile başlayıp daha sonra ise rubailer ile devam eder.

Ömer Hayyam yaşamında söylediği rubaileri bir araya toplamadığı için ve bazı rubaileri de söyleyen kişiler kendi adlarını gizlemek istediği için hangi rubainin Ömer Hayyam'a ait olduğu kesin değildir.

"Hayyam Doğulu bir düşünce ve şiir adamı olmasına karşın, daha çok Batı'da gerçek değerini bulmuş. Neden dersiniz? Yunan filozoflarıyla bir yakınlığı, gelenekleri ceviz kabuğu gibi kırıp öze gitmek istediği, başkalarından çok kendini söylediği, dünya ötesini inkar ettiği, bilgin olduğu kadar bilimden kuşkulandığı için mi?" Sabahattin Eyüboğlu

Öncelikle rubainin ne olduğundan bahsetmek gerekiyor. 

Kendine özgü bir ölçüsü olan 4 dizelik (mısralık) bir Divan Edebiyatı nazım biçimidir.

"Uzun manzumeler halinde söylenebilecek sözlerin hem anlam, hem de ahenk yoğunluğuyla kısa kalıplar içinde ifade edilebilmesidir. Rubai bu anlamda söz incilerinin saklandığı birer mücevher kutusudur. "(Yılmaz KARAKOYUNLU) 

Rubai derin manalı bir şiir olduğu için onu anlamaya çalışmak, onun derinliklerine inmek gerekir.

Bu eserdeki rubaileri okurken o zamanlarda yaşanan durumun bugünlerde de yaşandığına şahit olmak aslında çıkarların önemini de bir kere daha bana hatırlattı. Rubailerin dile anlaşılır fakat bu rubailer de derin anlamlar yüklü. Hayyam şarap tutkusunu ayrıca anlatmış rubailerinde. (Selçuklu döneminde yaşayan Doğulu biri olarak kimseden korkusu olmadığını da göstermek istemiş.) Yaşadıklarını ve gözlemlediği olayları hiciv yoluyla rubailerini söylemiş.Böylece eleştirmek istediği her şeye cevabını rubaileri ile vermiş.

 "Ona göre, en şaşmaz ölçü akıl ve sağduyuydu. İnsanoğlu, gerçeğe ancak akıl yolu ile ulaşabilirdi."


Rubailerin bir çoğunu tekrar tekrar okumak isteyeceğinize eminim.

"Dünya üç beş bilgisizin elinde;
Onlarca her bilgi kendilerinde.
Üzülme; eşek eşeği beğenir:
Hayır var sana kötü demelerinde."

"En doğrusu, dosta düşmana iyilik etmen;
İyilik seven kötülük edemez zaten.
Dostuna kötülük ettin mi düşmanın olur:
Düşmanınsa dostun olur iyilik edersen."


"Dünya ne verdi sana? Hep dert, hep dert! 
Güzel canın da bir gün uçar elbet. 
Toprağında yeşillikler bitmeden
Uzan yeşilliğe, gününü gün et."

"Ey can, sana aklı niçin vermiş veren?
Kendini bil, yolunu bul yitip gitmeden.
Baykuş gibi ne gezersin viranelikte,
Yerin akdoğan gibi sultanın eliyken?"

"Sen içmiyorsan içenleri kınama bari
Bırak aldatmacayı iki yüzlülükleri
Şarap içmem diye övünüyorsun ama
Yediğin haltlar yanında şarap nedir ki.."



Kitaba puanım: 10/10
Keyifle okumalar.




You Might Also Like

0 yorum