Jack London Vahşetin Çağrısı
21:36:00Jack London, Darwin'in evrim teorisi ve insanların çıkarlarını harmanlayarak yazdığı Vahşetin Çağrısı kitabını yazardan esintiler hissederek okudum.
İlk başta günümüzde de olan çıkar ilişkisini Jack London, köpekler ve insanlar üzerinde simgeler oluşturarak olay örgüsünü içine aktarmıştır. Bu simgeleri kitabın konusunu anlatarak değineceğim çünkü kitabın ana mesajını bu şekilde anlatmak kitabın anlaşılmasını kolaylaştıracaktır.
Kitabın konusu ise Amerika'nın sıcak kesimlerinde onu çok seven bir aile ile yaşayan Buck ,(ayrıca evde en çok sevilen köpek ve bu onu her istediği yapılan sevgiyi hissetmiş biri yapıyor.) bir gün evin bahçıvanı tarafından kuzeyde altın arayan kişilere satılması ile Buck'ın hikayesini okumaya başlıyoruz.
Buck'ın keyifle yaşadığı hayat bir anda hayat mücadelesine dönüştü. Çünkü kuzeyde kendini korumazsan hayatta kalma şansın yok. (Bunu yazar betimlemeler ve olaylarla okuyucuya aktarmıştır.) Buck bunu anladığında sadece kendisi için yaşaması gerektiğini eski hayatının geri gelmeyeceğini anlar. İşte bu anlayış onu geçmişine lider ruhuna sahip olduğu atalarının ruhuna doğru yolculuk yapmasına neden olur.
Buck'ın lider ruhu diğer köpeklerin de dikkatini çeker ve bu liderliği elinde tutması için savaşması ve kuzeye adapte olması gerekmektedir. İşte burada da Darwin'in Evrim Teorisi giriyor.
"“Herhangi bir türde, muhtemelen hayatta kalabilecek sayıdan daha fazla bireyin dünyaya gelmesinin sonucu olarak, sıklıkla bir var olma mücadelesi ortaya çıkmakta, böylece herhangi bir canlı çok az bile olsa kendisine yarayacak bir değişim geçirdiği takdirde, karmaşık ve kimi zaman değişken yaşam koşullarında hayatta kalmak için daha fazla şans elde edecek ve sonuçta doğal olarak seçilecektir. Güçlü kalıtım ilkesi gereği, seçilen herhangi bir tür yeni ve değişime uğramış biçimiyle çoğalmaya çalışacaktır.” (Türlerin Kökeni) Gelelim
Darwin’in evrim teorisine;
Eğer Jack London'dan bir eser okumak istiyorsanız Vahşetin Çağrısı ile başlayabilirsiniz.
Dingin soğuk gecelerde burnunu bir yıldıza dikerek kurtlar gibi uzun uzun uluduğunda, yüzyılların ötesinden ve onun ağzından burunlarını yıldızlara dikerek asıl uluyanlar, ölüp toz olmuş atalarıydı. Ve Buck'ın dalgalanan sesi, onların dalgalanan sesiydi; onların kederlerini dile getiriyor, dinginliğin, soğuğun ve karanlığın onlar için ne demek olduğunu anlatarak nameleniyordu. ”
Puanım: 8/10
Keyifle okumalar
0 yorum