Franz Kafka Aforizmalar

11:37:00

Franz Kafka’nın yeri bende ayrıdır. Her ay bir Kafka kitabı okumaya karar verdim. Gelelim bu ay okuduğum Aforizmalar kitabına. Bu kitabı da diğer kitapları gibi  Max Brod sayesinde okuyabiliyoruz. Aforizmalar kitabı iki bölüme ayrılmış. İlk bölüm; "Günah, ıstırap, umut ve doğru yol üzerine aforizmalar" ikinci bölüm; " O: 1920 günlüğünden aforizmalar" dır. Bu dönemlerde Kafka, vereme yakalandığını öğrenir ve nişanlısından ayrılmıştır. İç dünyasındaki yıkımla karşı karşıyadır. Bu kitabı yazarken Kafka'nın zihninde belirli bir bütünlüğe sahiptir. Bunu numaralandırarak ve tarihlerle bize anlatmaktadır.

"1. Doğru yol gergin bir ip boyunca ilerler; yükseğe değil, yerin az üzerine gerilmiştir bu ip. Üzerinde ilerlemekten çok insanı çelmelemek için çekilmiş gibidir."
"3. İnsanın asıl olarak iki günahı vardır, diğerleri de bunlardan kaynaklanır: Sabırsızlık ve tembellik. İnsanlar sabırsızlıklarından dolayı Cennet'ten atıldılar, geri dönemeyişleri de tembelliklerinden. Günahlarının sayısı tektir belki: Sabırsızlıktan atıldılar yine sabırsızlıktan geri dönemiyorlar."
"5. Bir noktadan sonra vazgeçmek olanaksızdır. Erişilmesi gereken nokta da orasıdır."
"11/12. Bir elma, biri diğerinden değişik görünümlere sahip olabilir: Kafasını uzatıp masanın üzerindeki elmayı görmeye çalışan çocuğun görüşü ve bunun yanında, hiç sakınmasız, elmayı yanındakine verebilen evin efendisininki."
"14. İlerlediğim yol dümdüz olsaydı, ilerlemek için tüm çabalarıma rağmen geriye doğru hareket etseydim, çaresizlik bu olurdu; ama sen, aşağıdan da ayırtına ayırtına varabileceğin gibi, dik bir yokuşu çıktığıma göre, adımlarının geri geri gitmesi, kayman, tırmandığın yerin dikliğinden kaynaklanabilir, eğer böyleyse umutsuzluğun zamanı değildir."
"16. Kafesin biri, bir kuş aramaya çıktı."
"21. El, yapabildiğince sıkı tutar taşı. Olabildiğince uzağa atabilmek için sıkıca kavrar. Yol, işte o kadar uzağa götürür insanı."
"22. Ders sensin, ne yazık ki etrafında öğrenci yok." 
"24. Bastığın yerin iki ayağının kapladığından daha büyük olamayacağını anlamak ne büyük bir mutluluktur."
"26. Siperler sonsuz olsa da kurtuluş yolu tektir; yine de, kurtuluş olasılıkları siper sayısı denli çoktur."
"36. Sorularımın neden yanıtsız kaldığına şaşardım eskiden, artık soru sorabileceğime olan güvenime şaşıyorum. Nedir, gerçekten güvenmiyordum, sadece soruyordum."
"39b. Sonsuzdur yol, ne kısaltılabilir ne de eklenecek bir şey vardır, ama yine de herkes kendi çocuksu karışını tutar yolun üstüne." Gerçekten de bu bir karışlık yolu gitmen gerekir, bu senin hakkındır."
"58. Ancak ne kadar az yalan söylerse, o kadar az yalan söylemiş olur insan, az yalan söyleme olanağı bulduğunda değil."
"63. Sanatımız, gözümüzün Gerçek'le kamaşmasıdır: Geri geri kaçan ucube maskelere düşen ışıktır gerçek, başka bir şey değil."
"77. İnsanlarla iç içe olmak, insanı kendini gözlemlemeye götürür."
"80. Gerçek bölünemez, bu yüzden kendini tanıyamaz; her kim onu tanımak isterse bir yalan olmak zorundadır."
"90. İki olanak: Kendini sonsuz küçültmek ya da sonsuz küçük olmak. Birincisi mükemmellik, yani eylemsizliktir; ikincisi başlangıç, yani eylemdir."
"102. Çevremizdeki acıların tamamını bizim de çekmemiz gerekiyor. Hepimizin ortak bir vücudu yoktur, ama ortak bir büyüme yolumuz vardır, ve bu ise, şu ya da bu biçimde, acılar içinden götürür bizi. Nasıl ki çocuk belli bir gelişim sonucu yaşamın tüm evrelerinden geçer (her evre de istek ve korku bakımından bir önceki için erişilmez görünür aslında), yaşlanır ve sonunda ölürse, biz de bunun gibi (insanlıkla aramızdaki bağ, kendimizle aramızdaki bağdan güçsüz değildir), yaşadığımız dünyanın tüm acılarından geçerek gelişiriz. Bu konuda adalete yer yoktur, acılardan ürkmeye ya da acıları üstünlük olarak nitelemeye de yer yoktur."
"104. İnsan özgür irade sahibidir, ve bu üç bakımdandır: 
Birincisi, bu yaşamı istediği zaman özgürdü; şimdi, kuşkusuz, geriye dönemez artık, çünkü bir zamanlar bu yaşamı arzulayan kişi değil artık, bir zamanlar arzulamış olduğunu yaşayarak gerçekleştiriyor olması dışında.
İkincisi, yaşamı boyunca ilerleyeceği yolu ve biçimi seçebilmesi bakımından özgürdür.
Üçüncüsü, yeniden dünyaya geleceğini düşünerek, tüm koşullar altında yaşam ve böylelikle kendine varan yolu bulmayı arzulaması bakımından özgürdür, ancak, bir tercih işi olmasına karşın, bu yaşamın dokunulmadık hiçbir köşesini bırakmayacak kadar labirent biçiminde olacaktır bu yol.
Özgür iradenin üç görünüşüdür bu, ama üçü de aynı zamanda var olduğundan, bir birlik oluştururlar, ve temelde öylesine tam bir birliktir ki, burada özgür olsun ya da olmasın, hiçbir iradeye yer yoktur."

"109."İnanç yoksunu olduğumuz söylenemez. Sadece yaşıyor olmamız bile, tüketilemeyecek bir inanç-değeridir."
"Neresindeymiş bunun inanç-değeri? Yaşamamak elde değil ki."
"İşte inancın insanı çıldırtacak kadar büyük gücü, bu 'elde değil ki 'dedir, bu olumsuzla- mada açığa vurur kendini."
Evden çıkıp gitmen gereksiz. Masa başında kal ve bana kulak ver. Kulak vermesen de olur, sadece bekle. Beklemesen de olur, tamamen sessiz ve yalnız ol. Dünya maskesini düşüresin diye, kendini sana sunacaktır; başka bir şey gelmez elinden, cazibeye kapılmış, ayaklarının dibinde kıvranıp duracaktır." 






You Might Also Like

1 yorum

  1. Merhabalar,

    Franz Kafka okumayı kişisel gelişim için çok faydalı buluyorum. Çağımızın en büyük yazarlarından biri olan Franz Kafka eserlerinde insanların kendilerine yabancılaşmasını, yalnızlığını ve korkularını ele almıştır. Franz Kafka’nın Milena’ya Mektuplar’ından derlediğim yirmi alıntıyı okumanız için ben de sizinle paylaşmayı çok isterim: http://www.ebrubektasoglu.com/yazi/kafkanin-milenaya-mektuplarindan-20-etkileyici-alinti/ şu cümle pek çok insan gibi benim de aklıma yer etmiştir:
    -Benimle onun arasında kaldıysan, onu seç Milena!
    +Neden?
    -Çünkü beni gerçekten sevseydin, seçenek olarak görmezdin.

    Güzel okumalar dilerim,
    edebiyatla ve sağlıkla kalın.

    YanıtlaSil