Orhan Bahtiyar Vecihi Kara Tehlike
23:06:00
Vecihi Hürkuş'un en büyük tutkusu masmavi gökyüzünde bulunup bulutların arasından sonsuzluğun içerisine doğru yolculuk yapmaktır, tıpkı küçükken onun kahramanı olan Hazarfen gibi. 1915 yılında henüz yirmili yaşlarında Bağdat'ta uçakların kontrolünü sağlayan bir makinistken; özverisi ile takdir kazanmasıyla Bağdat'taki görevinden tayyare eğitimi almak için İstanbul'a dönüş yapar.
Havacılığa olan sevdası eğitiminin erkenden bitmesini sağlarken onun içerisinde havacılığa olan merakı daha da kabarmaktadır. Eğitimden sonra ise vatan görevini yapmak için gittiği Kafkas cephesinde ise zorlu şartlara göğüs germesini bilmiştir. Düşmanları tarafından "Kara tehlike" olarak bilenen Vecihi, Ruslara esir düşse de cesaretini hiçbir zaman yitirmez, onun lugatında teslim olmak diye bir fiil yoktu. Esir zamanlarında vatanına geri dönmek için çabalarını okurken zor şartlarda olsa da umudunu asla yitirmediğini yüreğimde hissettim. Çünkü o vatan sevgisini göklere çıkaran bir kahramandır.
"Erken kararlar vermek sizi yanlış yerlere sürükleyebilir Vecihi Bey. Böyle durumlarda soru sormak ve anlamaya çalışmak en hakiki yoldur."
Yurduna döndüğünde ise Birinci Dünya Savaşı'nın mağlubiyet izleri her yerdeydi. Aşık olduğu vatanının işgal altında kalmasına seyirci kalamayacağını biliyordu, sarayı destekleyen kişilerin kendisine vatan haini olarak görmesini önemsemeden Anadolu'ya gitmenin yollarını arayıp buldu. Vatan aşkını yüreğinde hissedip, göklerde kendisine verilen tayyareyi ve bombaları en iyi şekilde kullanan Kurtuluş Savaşı'nın kaderine yön veren kahramanlardan birisi Vecihi Hürkuş.
Özgürce tayyaresi ile bir kuş gibi havada uçan Vecihi Hürkuş'u savaştan sonra unutulmaya mahkum edilmesi ve sessiz sedasız ölüme uğurlanması içimi parçaladı. Orhan Bahtiyar'a bu önemli milli kahramanımızı bizlere yeniden hatırlattığı için teşekkürü borç bilirim.
Orhan Bahtiyar kendisine has akıcı kalemi ile okuyucuyu Vecihi Hürkuş'in yanına götürüyor. Yaşanan her bir olayı detaylıca anlatması sayesinde sanki bir belgesel veya bir film izliyormuşum gibi hissettim. Özellikle yapılan betimlemeler ile Kurtuluş Savaşı ve Birinci Dünya Savaşı dönemindeki halkı ve coğrafyaları gözümde canladırdım. Yazarın derinlemesine araştırma yaparak bu eseri oluşturduğunu okuduğum her bir cümle ile yeniden fark ettim.
Bu eserin mutlaka herkes tarafından okunması gerektiğini düşünüyorum. O dönemin şartlarını, Cumhuriyet mücadelesinin öneminin ruhumuzda hissederek sayfaların arasına özgür bir kuş gibi gökyüzünde havalanarak yolculuk yapmalısınız.
0 yorum