"Hiçbir şey yaşamamış gibi hissediyorum bazen, işte o zaman genç olduğumu düşünüyorum; bu yaşlılık, bu takatsizlik, bu yalnızlık bir rüya gibi görünüyor. Bazen de kendimi hiç doğmamış gibi hissediyorum, bir anda oluvermiş gibi, ama böyle biçimsiz, buruşuk... o zaman da çocukluk, gençlik bir rüya geliyor bana."

Rüya ve gerçekliğin kendisi arasında sıkışmış, diğerlerinden farklı olduğunu bilenler, umutsuzluğu her an yanı başında hisseden ve hayatın verilen kararlar üzerine inşa edildiğini düşünen karakterler mevcut bu eserde. Yazarın aslında etrafımızda yer alan kişilerin iç dünyasını çarpıcı bir şekilde kaleme alması ile karakterlerin ruhsal durumu net bir biçimde görülmektedir.

"Böyle olunca bazen hayaller ve rüyalar da hatıralara karışıyor. Gerçeklik zihninizi karıştıran önemsiz, kötü ve küçük bir detay oluveriyor."

Yaşamın kendisini ruhsal ve fiziksel olarak çirkinlik ile bağdaştıran karakterlerin toplamını oluşturuyor bu on sekiz öykü. Özellikle karakterlerin yaptığı davranışlar -verdikleri kararlar- üzerinde durulan bu öykülerde çirkin olgusu okuyucuya yansıtılmak isteniyor. 

"...yalnızca geçmişten değil, verilmesi gereken kararların ağır baskısını duyduğu bir şimdiki zamandan söz ediyordu."

Yazarın kendisine has kalemi ve gözlem gücü öykülerinde net bir şekilde kendisini belli ediyor. Özellikle ana karakterlerin iç düşüncelerini -bunu kimisinde Tanrısal anlatım ile kimisinde ise kahraman anlatım ile sağlamış.- okumak öykülerin içerisine daha iyi bir şekilde dalmama yardımcı oldu. Hayatta karar verme eyleminin önemini, içsel ve dışsal çirkinliği, gerçeklik ve hayal olgusunu, bireysel düşüncelerin çalkantılarını olaylar ve karakterler üzerinden incelikle aktarmış yazar.

Eğer öykü okumayı seviyorsanız ve farklı kalemlerden eserler okumaktan hoşlanıyorsanız bu eseri inceleyebilirsiniz.