Turgut Akaslan Mahalle Maçı

18:50:00

Şimdiki zamanda çocukların çoğu evde telefonla veya bilgisayarla oyun oynayarak zamanlarını geçirirken geçmişte (benim çocukluğum da dahil) sokaklarda oyunlar oynardık. Yakan Top (Bu oyunda çok kötüydüm. Hep ilk elenen ben oluyordum.), Sek sek, İp atlama( Bunda iyiydim.) gibi oyunlar oynardık. İşte bu kitap bana çocukluğumun oyunlarını  anımsatıp yüzümde gülücük ile kitabı okumaya başladım. Tabi daha sonra gelişen olaylar ile yüreğimde bir yumru oluştu. Kitabı bitirdikten sonra "intikam" duygusunun insanların hayatlarına nasıl mahvettiğini bir kez daha anladım.

Kitap Metehan'ın hayatını anlatıyor. Karşı okul ile yaptıkları Futbol Maçından yenilerek dönen Metehan mutsuz bir şekilde annesinden dayak yememek için hızlı adımlarla evin arka kapısından içeri girer. Tek derdi maçta yenilmek olduğunu zanneden Metehan'ın hayatı işte o gün tepetaklak olacağını bilmeden üstünü değiştirip annesinin yanına gider.

"Ne kadar mutluyduk, hayatı sokağımızdan ibaret sanıyorduk. Bütün dünyamız sokağımız, mahallemizdi. Hele maç sonrası yapılan konuşmalar..."

O gece yaşadığı olaylardan sonra artık hayatını Ankara'da dayısının yanında devam ettirmek zorundadır. Dayısı onu ve annesini alıp Ankara'ya götürmüştür. Ankara'daki yaşamları eskisi gibi geçmemiştir.

18 yıl sonra, Metehan'ın hayatındaki tek kişi Kitapçı Dede olmuştur. Onun dükkanında oturur ve onunla sohbet ederdi. Kitapçı Dede hayatını kaybedince o da büyüdüğü yere geçmişine doğru yolculuk yaptı.

Tabi geçmişin ayak sesleri onun en mutlu olduğu zaman arkadaşı Apo ve kırmızı çerçeveli gözlükleri olan Gökçen ile güzel bir gelecek yaşayacakken yaşayamadı.

Kitap sizi 80'lerin mahalle maçlarına 90'larda yaşanan tutuklanmalarına ve törenin insan hayatını mahvetmesine doğru bir yolculuk yaşatıyor. Ben okurken bir insanın hayatının  töre ile mahvolmasına şahit oldum. Yaşanan tutuklamaların ve yapılan işkencelerin, işkenceyi yaşayan kişilerin hayatlarını etkilediğini gördüm.

Okurken sizi sıkacağını düşünmüyorum. Eğer yeni bir kitapla tanışmak istiyorsanız bu kitaba bir şans verebilirsiniz.

"Bir şehri şiirle yaşamalı evlat! Yazılan şiirlerin izlerini takip ederek.."

Kitaba Puanım: 10/10.
Keyifle okumalar.



You Might Also Like

2 yorum

  1. Selam.
    Yazınızı okuyunca aklıma "kızım adına üzülmem" geldi. Neden diye soracak olursanız Sevgili Fulden; artık "mahalle arkadaşı" diye bir kavram ve duygu kalmadı.
    Bizim bazı zamanlar anlattığımız karşılaştığımızda yada sosyal medya da denk geldiğimizde yorum yaptığmız, sevindiğimiz, aa ne kadar değişmiş, biz küçükken mahallede ... diye başlayan cümleler kurduğumuz zamanlar çocuğum için ne yazık ki yok. Şuan okul arkadaşları var... ne üzücü... oysaki bir çocuk sokaa çıkmalı, koşmalı, düşmeli, arkadaşı ile paylaşmalı, kavga etmeli vs...
    Konu uzun...
    iyi akşamlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle size katılıyorum. Aile dostlarımın çocuklarına baktığımda ellerinde hep telefon ve sürekli oyun oynuyorlar. Dışarıya çıkmak istediklerinde bazı ailelerin sokaklar eskisi gibi deyip dışarıda çıkarmıyorlar. çocukların kesinlikle sokaklarda oynamaları lazım.

      Sil