Leyla Bilginel Sendeki Ben

17:08:00

Kimsenin hayatı dört dörtlük değil. Benim de değil. Hayatımın istediğim şekilde olması için çaba sarf ediyorum. Hedeflerimin gerçekleşmesi için bazen geç yatıyorum bazen dışarı çıkmayıp araştırmalar yapıyorum. Bunu kendim için yapıyorum. Çünkü hayata bir kere geliyoruz. Bazen uykumdan bazen gezmekten bazen de çok istediğim bir şeyden vazgeçiyorum. 

Peki siz hayatınızdaki hedefler için bazı şeylerden vazgeçtiniz mi? 

Öncelikle şunu söylemem lazım kitap Leyla Bilginel’in yaşam öyküsü. Hayatında bir çok zorluk yaşamış ve bu zorluklara göğüs germiş birisi. Bu yüzden onu tebrik etmek isterim. 
Kitap, Leyla Bilginel’in umutsuzluğa düştüğü zaman ona yardım etmek için Altın Saçlı Kız’ın gelmesi ile başlıyor. Diyalog halinde o küçük kız ile (kendi küçüklüğü) ile konuşarak hayatın önemini anlıyor.

Çocukların hayata karşı pozitif bakması büyükleri şaşırtır. Ancak bilmedikleri şey çocuklar ile aynı hayatı yaşadıkları ama bakış açılarının farklı olmasından dolayı onların mutlu büyüklerin ise mutsuz olmasıdır.

Bu yüzden yazar da yaşadıklarını Altın Saçlı Kız'ın yani kendi küçüklüğünün bakış açısı ile sorgulayarak tartarak anlayarak değerlendiriyor. Çocukluğundan beri hayatında olumsuzluklar dolaşsa da o bu olumsuzluklara dik durarak savaşmış.

Onun yaşadıkları yaşasaydım ben ne yapardım diye düşünerek okudum kitabı. Belki de onu  gibi güçlü olmazdım.

Yazarın, kitabı yazmasının nedenlerinden biri de okuyan kişilerin hayatında bir iz bırakarak onların da kendilerine inanarak hayatlarına yön vermesini sağlamak. Ben okuduktan sonra inanmanın önemini daha net bir şekilde gördüm.

"İnanmak her şeyin anahtarıdır."

Hayatımızda çıkan tüm zorluklardan kaçmak yerine o sorunlarla mücadele etmemiz gerektiğini vurguluyor yazar. Eğer sorunlardan kaçarsak sorunun kendisini bir süreliğine önleriz ancak sorunu çözmeye çalışırsak sorunun kendisini yok edebiliriz.

Eğer otobiyografi, biyografi ve kendinizi sorgulayacağınız kitaplar okumayı seviyorsanız bu kitaba bir şans verebilirsiniz.

 "Sevgi... Ne kadar naif bir kelime.Ama bir o kadar da ağır.Söylerken tınısı yumuşak ve bittiği an noktayı koyacak kadar net.
Varlığıyla var eden,yokluğuyla tufanı koparacak kadar güçlü..."

"Söz vermek! Herhangi bir konuda, birine ağzından söz kelimesi çıktığı an, o olay bitmiş demektir. Zaten sen kelimelerin gücüne ve büyüsüne her zaman çok inandın."

"Özlem! Ne derin bir duygudur.İnsanı bazen fazlaca duygusal yapar ve sakinleştirir.Bazense fırtınalı bir deniz gibi hırçınlaştırır.

"Yalan söylemek nedir biliyor musun? Karşıdaki insanın senin üstündeki gücüdür, bir savunma halidir. Kendine yalan söylemen de, içindeki gerçekleri kabul etmek yerine onların üstünü kapatmaktır."

"Sakın yüzeydeki bedende hayatı ararken ruhunun en diplerindeki seni unutma. Özündeki seni, yani has insanı! Hayat seni yaşamın içinde büyüttükçe içindeki çocuğu, şimdiki seni hep dinle. Hayatın içindeki kör sisteme esir olma. bırak özgürce var olsun ruhun, düşmesin olumsuzluğun içine ve teslim olmasın kötülüğün sesine. Hiçbir şeyin uğruna özündeki seni, yani işte o has ve saf insanı yok etme."

"Din,dil,renk,mezhep,cinsiyet ayrımı yoktur ve asla olmamalıdır da.Özünde insan olan herkes birdir."

Kitaba puanım: 9/10
Keyifli okumalar. :)



You Might Also Like

0 yorum