Komedi ve dram filmlerini iç içe işlenmiş ya da harmanlamış filmlerden hoşlanıyorsunuz işte bu film tam size göre.  

1991 yılında çekilmiş olan filmin yönetmeni ise Jon Avnettir. Başrollerini ise Jessica Tandy, Mary Stuart Masterson, Kathy Bates ve Mary-Louise Parker paylaşmaktadır.

Filmin konusu ise; Evliliği yolunda gitmeyen ve orta yaş bunalımına giren Evelyn Couch, kocasının teyzesini bakımevinde ziyaret etmeye gittiğinde kocasının teyzesi onu kovduğunda taşıdığı yemekleri bekleme salonunda yemeğe başlar. Yemeğini yerken bir anda yanına yaşlı bir kadın gelir. Bu vesile ile tanıştığı Ninny ile arkadaş olur. 




Onu her ziyaret edişinde, Ninny gençliğinde tanık olduğu bir dostluğun öyküsünü anlatır: 1920'lerin Amerika'sında, siyah-beyaz çatışmasının en yoğun olarak yaşandığı günlerde, birçok zorluğa göğüs geren Idgie ve Ruth'un dostluğunun...






Idgie küçükken asi bir kızken sadece abisi Buddy'i dinler. Abisi ona hayal gücü olan balıkların hikayesini gölün yok oluşunu anlatır durur. O yaz abisinin aşık olduğu Ruth onlarda kalırken o kaza ansızın gelir. Ruth'un uçan  şapkasını almak isterken şapka, tren raylarına doğru uçar. Şapkayı alır ve tam oradan ayrılacakken ayağı sıkışır ve tren ona çarpar. Hayatını kaybeden Buddy'den sonra Idgie daha da asileşir ve kimseyi yanında istemez. Yanına sadece zenci Big George gelir.




Idgie'nin annesi artık dayanamaz ve Ruth'u evlerinde kalması için çağırır. Sakin kızın Idgie'yi toparlayacağını düşünür. Ve bu iki zıt kişilikte olan kızların dostlukları başlamış olur. Dostlukları ilerlerken hatta Ruth Idgie'yi alışmışken (trenden yemek çalıp fakirlere dağıtmak, poker oynamak, arıların yuvalarından hiçbir şey yokmuş gibi bal almak gibi) Ruth'un Frank Bennett ile evlenmesi gerekir. Tabi bu evlilik dostları ayırır.



Idgie onu ziyarete gittiğinde kocasının onu dövdüğünü görür. Fakat elinden bir şey gelmez. Idgie'ye Ruth'un annesinin ölümüyle ilgili mektup geldiğinde hemen arkadaşının yanına gider ve onu kocasının evinden alıp kendi yanına götürür. Ruth hamiledir.




Ruth ve Idgie bir kafe açarlar ve oradaki spesiyal yemeklerden biri de Kızarmış Yeşil Domatestir. Siyahlara da hizmet yaptıkları için eleştirilen kafe sahipleri bu eleştirileri dikkate bile almazlar.




 Fakat bu güzel günler Frank'ın çocuğunu almak için gelmesiyle değişir. Ve o gece Frank kaybolur. Herkes Idgie'den şüphelenir. Özellikle de 5 yıldır orada cinayeti sonuca bağlamak için bulunan polis. Ve Frank'ın arabası nehirden çıkınca Idgie ve Big George tutuklanır. Dava Ruht ve Papaz sayesinde kapatılır.




Bir kaç yıl sonra Ruth kanser olur ve ölür. Mezarında herkes üzgündür. Idgie hiçbir zaman onu unutamaz.



Bu iki kadının öyküsünden ilham alan Evelyn, Ninny'nin de yardımıyla kendi sorunlarının üstesinden gelmeyi başaracak ve hayata yeniden tutunacaktır. En çok güldüğüm sahnelerden biri ise Evelyn tam arabasını park edecekken iki genç kadın o park yerine park ederler. Sonra Evelyn'e "Biz gençiz, sen yaşlısın." dedikten sonra gülerek giderler. Evelyn de bu duruma dayanamaz ve arabasını tam 6 kere genç kızların arabasına çarpar durur. Genç kızlar da bunu görünce Evelyn "Ben yaşılıyım, benim sigortam var." deyip oradan uzaklaşır.



Filmin sonunda Ninny, Ruht'un mezarlığına bir kavanozun içine bal ve bir mektup bırakır. Ve Evelyn'nin evine doğru giderler.



Film konusu bakımından basit olsa da oyunculuklar mükemmeldi. Özellikle Evelyn'i izlerken kahkahalar ile izledim. Müthiş oyunculuk. Dostluk, sevgi, ilişkilerin samimi bir dille anlatılması filmi daha da iyi yapmıştır. çekim yılı 1991 olduğu için o şartlara göre sahnelerin kalitesi de iyiydi.

IMDb puanı: 7.7.

Benim puanım. 9.1.

Keyifli seyirler. :)